|
|
|
BEYAZ BENEK:
En çok tanınan parazitlerden biridir. Balığın üzerinde iğne başı büyüklüğünde grimsi beyaz renkte çok sayıda benekler görülür.
Parazit balığın üzerindeyken tedavi edilemez. Zamanla balığın halsizleşmesi ve ölümüne sebep olur.
Tedavisi: Sera Costapur kullanılmalıdır. Tatlı ve tuzlu su balıklarında görülen Ichthyophthirius (beyaz benek) ve Costia, Chilodonella ve Trichodina gibi diğer deri parazitlerine karşı yaygın bir tedavi şeklidir.Pulsuz balıkların (çöpçü balıklar ve botyalar) Ichthyophthirius istilâsına uğraması bu balıkları hem zayıflatır hem de tehlikeye atar.
Suyun içindeki organik (hümik maddeler) ve inorganik (su sertliği oluşturanlar) maddeler, tedaviyi olumsuz etkileyebilir.Dolayısıyla tedavi öncesinde kısmi su değişimi öneririz.
KUYRUK KANAT ÇÜRÜMESİ:
Bunlar genelde bakteri ve mantarların oluşturdukları hastalıklardır. Kuyruk ve yüzgeçlerin kenarlarında beyazlanmayla başlar ve vücuda doğru yayılır. Erken fark edilmesi tedaviyi kolaylaştırır.
Tedavisi: Sera Baktopur, balıklarda ağız ve yüzgeç çürümesi ve de deride ve yüzgeçlerde beliren grimsi-beyaz veya tüylü gibi alanlar benzeri bakteriyel hastalıklarla güvenilir bir şekilde mücadelede eder.
MANTAR:
Çoğunlukla bakımsız ve yaralanmış balıklarda deri üzerinde beyaz ipliğimsi oluşumların görülmesiyle kendini belli eder.
Hastalığın önlemi erken alınmaz ve yayılmasına olanak tanınırsa, mantarın geliştiği bölge ufak bir pamuk parçasını andırır.
Bu hastalığın en önemli belirtileri yorgunluk ve iştahsızlıktır.
Tedavisi: Sera mycopur kullanılmalıdır. Tatlı su akvaryumlarında görülen mantar (Saprolegnia), mantar sporları, deri ve solungaç trematodlarına karşı kullanılan bir tedavidir.
GÖZ FIRLAMASI:
Bu hastalıkta gözlerden biri veya her ikisi de göz yuvasına sığmayacak şekilde büyür, daha sonra şişerek patlar ve sonuçta balığın kör olmasına yol açar. Daha çok Japon balıklarında görülen bir hastalıktır.
Tedavisi: Bir tedavisi yok yalnızca hastalanan balığınızı diğerlerinden ayırmanızı ve anti bakteriyel ilaçlardan hem tedavi havuzunda hemde akvaryumunuzda kullanmanızı tavsiye ederim.Bu sayfada belirtilmiş çözüm önerileri yaygın olarak kullanılan tedavilerdir. Bu hastalıklar için akvaryumcularda pek çok ilaç bulunmaktadır. Bu ilaçları bulundurmanız ve üzerlerinde yazan ölçülerde kullanmanız sizin yararınıza olacaktır.
BALIK VEREMİ:
Fazla ortada dolaşmayan ve zayıf refleksli zayıflamış balıklarda bu hastalıktan şüphelenilmelidir. Daha birçok belirtilerinin olmasının yanında akvaristti şaşırtan ve yanlış tedaviye yönelten belirtileri vardır.
Mesela mikrop karın bölgesine yerleşti ise karın içe çöker veya çok fazla şişer. Siz hastalığı iç parazit veya kabızlık, dropsy sanıp yanlış tedaviye başlarsınız.Bakteri gözün arkalarına yerleşmişse gözler zamanla dışarı fırlar.Gözün üstünde açık kahverengi noktalar oluşur ki bu da patlak göz denilen hastalık sanılabilir.
Özellikle karın bölgesi yırtılmış ölü bir balığınızı bulursanız, karın bölgesinde içe veya dışa doğru kavis olan bir balığınız varsa veya omurgası kamburlaşmaya başlarsa ve bu belirtiler haftalarca ağır ağır gelişiyorsa balık veremine dikkat etmelisiniz.
İşin en kötü yanı ise bu hastalığın insanlara bulaşabildiğinin kanıtlanmış olmasıdır. İnsanlarda vereme yol açamasa da vücudunuzdaki açık yaralarda tahribat oluşturabilir. Bu yüzden su çekiminde ağzınıza gelen suya dikkat edin.
Tedavisi pek mümkün olmamakla birlikte 50 lt ye 1gr Para Amine Salisilic acid veya Streptomcin ilaçları kullanılmalıdır. Bunları yeme emdirerekten kullanabilirsiniz.
Ayrıca satılan antibiyotikli yemleri kullanabilirsiniz. Eğer bu yemlerden bulamadı iseniz Kanamycin veya Erythromycin etken maddeli ilaçlarla yemi ıslatıp balıklarınıza azar azar verin.Yukarda dediğim gibi karnı delik balık bu hastalığın habercisidir.Bu yüzden öncelikle kendi sağlığınıza dikkat etmek şartıyla akvaryumu ve malzemeleri, balıkları sık sık dezenfekte edin. Sık sık su değişimi yapın.Tanklara nasıl bulaştığı veya balıktan balığa nasıl bulaştığı kesin olarak saptanamadı.Tek bir balıkta belirti varsa balık ayrılmalıdır.
AĞIZ FUNGUSU:
Balığın baş kısmında, özellikle yanak ve ağzında mantara benzer bir görünümde beyaz bir tabaka oluşur. Balığın ağzında bir bozulma görülür. Hastalığın ilerlemesi durumunda ağız çevresi bakteri tarafından kemirilerek hayvanın ölümüne sebep olur.
Tedavisi: Sera Baktopur kullanılmalıdır. Balıklarda ağız ve yüzgeç çürümesi ve de deride ve yüzgeçlerde beliren grimsi-beyaz veya tüylü gibi alanlar benzeri bakteriyel hastalıklarla güvenilir bir şekilde mücadelede eder.
KADİFE HASTALIĞI (OODİNİUM): Beyaz benek hastalığına çok benzer. Ondan çok daha küçük olup balığın üzerinde ince bir toz bulutunu andırır. Tedavi edilmezse ölümlere sebep olur.
Tedavisi: Sera Omnipur kullanılmalıdır. Tatlı su akvaryumlarında en çok rastlanan süs balığı hastalıklarına karşı mücadele eder, Bakteriyel enfeksiyonlar, yüzgeç çürümesi, mantar enfeksiyonları (Saprolegnia, Achlya), deri mukozası mantarları (Costia, Chilodonella), Trichodina, Oodinium, solungaç ve deri kurtları (Dactylogyrus veya Gyrodactylus), deri yaraları.
KARA LEKE HASTALIĞI: Balık üzerinde siyah noktalar halinde görülen ve balıklara zarar veren bir parazittir. Bu küçük parazit kurtlarının yumurtaları, balık yiyen kuşların dışkılarıyla suya bırakılır. Yumurtadan çıkan larvalar salyangozlarda büyüyüp gelişerek, buradan balıklara saldırır. Deri içine girerek siyah kistlere sebep olur.
Tedavisi: Sera Omnipur kullanılmalıdır. Tatlı su akvaryumlarında en çok rastlanan süs balığı hastalıklarına karşı mücadele eder: Bakteriyel enfeksiyonlar, yüzgeç çürümesi, mantar enfeksiyonları (Saprolegnia, Achlya), deri mukozası mantarları (Costia, Chilodonella), Trichodina, Oodinium, solungaç ve deri kurtları (Dactylogyrus veya Gyrodactylus), deri yaraları.
NEON HASTALIĞI(PLİSTOPHORA): Sanıldığından daha yaygın bir hastalıktır ve neon dışındaki balıkları da etkiler.
İlk görüldüğü balık olan neon tetranın ismini almıştır ve birçok tetra türünde de görülür. Bununla birlikte, diğer birçok popüler akvaryum balığının da bu hastalığa karşı bağışıklığı yoktur.
Melek balığı gibi Cichlidlar ve rasbora, barb vb. sazansılar da bu hastalığın kurbanı olur. Hatta Japon balıkları bile enfeksiyon kapabilir. İlginç bir şekilde, kardinal tetralar neon tetra hastalığına karşı dayanıklıdır. Pleistophora hyphessobryconis ismindeki bir sporozoon, neon tetralarda hızlı şekilde yüksek bir ölüm oranına neden olur. Şu an itibariyle bilinen bir tedavisi yoktur, yapılabilecek tek şey hastalıklı balığı ayırıp diğer balıkları koruma altına almaktır.
Balığın ölü bir balığın vücudunu veya tubifex gibi taşıyıcı olabilen canlı yemleri yemesi sonucu parazit sporları vücuduna almasıyla hastalık dönemi başlar.Bağırsak sistemine ulaştıklarında, yeni embriyolar bağırsak duvarlarına oyuk açar ve kas dokusu içinde kist üretirler. Kist taşıyan kaslar ölmeye başlar; çürüyen doku soluklaşır ve sonuçta beyaz bir renk alır.
Belirtiler:
* Huzursuzluk
* Renk kaybı, solukluk
* Kist oluşumu yüzünden yumrulu vücut
* İlerlemiş durumlarda omurga yamukluğu
* İkincil hastalık olarak yüzgeç erimesi ve bloat
Başlangıç aşamasında, tek belirti özellikle geceleri ortaya çıkan huzursuzluk olabilir. Çoğunlukla akvaristsin fark edeceği ilk şey, hastalığın etkilediği balığın sürüden ayrı durmasıdır. Yüzme çok düzensizleşir ve balığın sağlıklı olmadığı açık bir hâle gelir.Hastalık ilerledikçe etkilenmiş kas dokusu, genellikle renk şeridinin içinden omurga boyunca uzanan bir alan dahilinde beyazlaşır. Kas dokuları enfeksiyon kapmaya devam ettikçe, soluk renk yayılır. Kaslarda meydana gelen hasar, vücutta eğriliğe veya omurgada yamulmaya yol açabilir ve bu durum balıkta yüzme zorluğuna neden olur. Kaslardaki kistler yüzünden balığın vücudunda yumrular oluşması sıra dışı bir durum değildir.Yüzgeç erimeleri, özellikle de kuyruk erimesi yaygın olarak görülür. Ancak, bu durum hastalığın nedeni değil, bir etkisi olarak ortaya çıkar. Bloat da yüzgeç erimesi gibi ikincil hastalık olarak ortaya çıkabilir. (Kas ve bağışıklık sistemi bozulan balıkta farklı hastalıkların çıkması mümkündür.)
Tedavi:
* Yoktur. Hastalıklı balık ayrılmalı veya acı çektirmeden öldürülmelidir.Tedavisi olmayan bir hastalıktır. Bütün balıkları kaybetmemek amacıyla hastalıklı balık ayrılmalıdır. Melek balığı gibi bazı balıklar, belli bir süre daha yaşayabilir. Ancak onlar da hastalığı diğer balıklara bulaştırmadan akvaryumdan çıkarılmalıdır.
Önlem:
* Hastalık belirtisine sahip balık almamak
* Yeni balıkları iki hafta karantinaya almak
* Su kalitesini yüksek tutmak
En iyi önlem, hastalıklı balık almamak ve su kalitesini yüksek tutmaktır. Akvaryumcuda balık almadan önce dikkatlice gözlem yapılmalıdır. Hâlsiz, hasta veya ölmüş balıkların bulunduğu akvaryumlardan balık alınmamalıdır. Özellikle tetra türlerinde, sürüden ayrı bir şekilde duran balıklara şüphe ile yaklaşılmalıdır.
BAKTERİYEL SOLUNGAÇ HASTALIĞI
Micro bakterilerin sebep olduğu bu hastalıkta, balıklar suyun yüzeyinde yüzer, yem yemez, solunum hızlanır ve solungaç kapağı normalden fazla açılarak kenarlarında beyazlık oluşur. Yüksek oranda ölümlere yol açan bir hastalıktır.
Tedavisi: Sera Omnipurkullanılmalıdır. Tatlı su akvaryumlarında en çok rastlanan süs balığı hastalıklarına karşı mücadele eder: Bakteriyel enfeksiyonlar, yüzgeç çürümesi, mantar enfeksiyonları (Saprolegnia, Achlya), deri mukozası mantarları (Costia, Chilodonella), Trichodina, Oodinium, solungaç ve deri kurtları (Dactylogyrus veya Gyrodactylus), deri yaraları.
SÜMÜKLÜ DERİ HASTALIĞI (COSTİA)
Deride ve solungaçta hastalık oluşturan bir parazittir. Serbest yüzer uzun kamçılarıyla hareket eder. İlerlemiş durumlarda balığın üzeri sümüğümsü bir hal alır. Balığın hareket ve beslenmesinde isteksizlik görülür.
Tedavisi: Sera Omnipur kullanılmalıdır, tatlı su akvaryumlarında en çok rastlanan süs balığı hastalıklarına karşı mücadele eder: Bakteriyel enfeksiyonlar, yüzgeç çürümesi, mantar enfeksiyonları (Saprolegnia, Achlya), deri mukozası mantarları (Costia, Chilodonella), Trichodina, Oodinium, solungaç ve deri kurtları (Dactylogyrus veya Gyrodactylus), deri yaraları.
PUL DÖKÜLMESİ:
Oksijen yetersizliğinde olduğu gibi balık su yüzeyinde yüzer, hareketleri ağırdır, pullarının bir kısmı dökülmüştür. İlerleyen safhalarda pullar tamamen dökülür.
Tedavi: Hasta balık ayrılır ve akvaryumun suyu tamamen değiştirilip dezenfekte edilir. Tamamen iyileşme garantisi olmayan Chloromycetin tedavisi 10 lt ye 600 mg uygulanır.
PARAZİTSEL HASTALIKLAR
BALIK BİTİ (ARGULUS):
Bir dış parazit olup iri bir su piresi büyüklüğündedir. İlk bakışta pula benzer iki tane iri göz ve emicisi vardır. Balığın derisine yapışarak kan emer. Yumurtaları ve larvaları açıkta uzun müddet yaşayamaz. Parazit balığın üzerinden bir cımbız vasıtasıyla alınır.
Tedavisi: Sera Omnipur kullanılmalıdır, tatlı su akvaryumlarında en çok rastlanan süs balığı hastalıklarına karşı mücadele eder: Bakteriyel enfeksiyonlar, yüzgeç çürümesi, mantar enfeksiyonları (Saprolegnia, Achlya), deri mukozası mantarları (Costia, Chilodonella), Trichodina, Oodinium, solungaç ve deri kurtları (Dactylogyrus veya Gyrodactylus), deri yaraları.
SOLUNGAÇ PARAZİTLERİ
ACTHERES AMBLOPTİTİS SALMİNCOLA EDWARDSİ
Bu iki parazit birbirine çok benzer. Yumurtaları ve larvaları uzun müddet açıkta yaşayamazlar. Balıkların solungaçlarına hareketli ayaklarıyla iyice yapışırlar. Solungaçlara yaptıkları tahribat yüzünden ölümlere sebep olurlar.
Tedavisi: Sera Omnipurkullanılmalıdır, tatlı su akvaryumlarında en çok rastlanan süs balığı hastalıklarına karşı mücadele eder: Bakteriyel enfeksiyonlar, yüzgeç çürümesi, mantar enfeksiyonları (Saprolegnia, Achlya), deri mukozası mantarları (Costia, Chilodonella), Trichodina, Oodinium, solungaç ve deri kurtları (Dactylogyrus veya Gyrodactylus), deri yaraları.
GYRODACTYLUS
Bir çift çapası ve 16 yan çengeli vardır. Uygun durumlarda çıplak gözle görülebilirler. Bu dış parazit balıklarda halsizlik, yüzgeçlerde yıpranma, deride matlık, yer yer kızarmış bölgeler oluşturur.Deri ve solungaçlara yerleşerek balığın ölümüne sebep olur.
Tedavisi: Sera Omnipur kullanılmalıdır, tatlı su akvaryumlarında en çok rastlanan süs balığı hastalıklarına karşı mücadele eder: Bakteriyel enfeksiyonlar, yüzgeç çürümesi, mantar enfeksiyonları (Saprolegnia, Achlya), deri mukozası mantarları (Costia, Chilodonella), Trichodina, Oodinium, solungaç ve deri kurtları (Dactylogyrus veya Gyrodactylus), deri yaraları.
ZEHİRLENMELER
Malawi ve Tanganyika tanklarında ısı ve pH yüksek olması gerektiğinden dikkat etmediğiniz takdirde aşağıdaki zehirlenme şekli başınıza gelmesi yüksek bir olasılıktır. Bunlar silikon, amonyum ve nitrit-nitrat zehirlenmeleridir.
Acemi iseniz ve tankınızın kuruluşu yeni ise balıklarda bir terslik görürseniz ilk olarak sudan dolayı meydana gelebilecek zehirlenmeler üzerine yoğunlaşın. Silikon Zehirlenmesi Sağlıklı olduğundan emin olarak bir balık aldınız. Balığı tanka koyduğunuzun ilk gününde en geç ikinci gününde yem yemeyi kesmişse ve aniden cansızlaşmışsa, pulları ve yüzgeçleri erimeye başlıyorsa aklınıza gelecek ilk tehlike silikon zehirlenmesi olmalı.
Silikonun iki çeşidi vardır.İlki normal, balıkları öldüren silikon.Diğeri anti bakteriyel akvaryum silikonu, Tankınızı imal eden kişi bundan haberdar olmayabilir, satın aldığında yanında gözlüğü olmadığından balık resimlerini görmemiş olabilir veya 'yanlışlıkla' daha ucuz diye normal silikon almış olabilir. Neden her ne ise, kabak balıklarınızın başına patlayacak demektir. Bu belirtileri fark ettiğinizde balıkları tanktan çıkartın.Su sıcaklığı Cichlidlar ve tropik balıklar için 24 C'dan başlayacağı için ısı dolayısıyla silikondan sızan gazlar balıklarınızı yavaş yavaş öldürüyor demektir.Cansızlık ilk günden itibaren başlar fakat gazlara karşı aşırı bir tepki gelişmez. Ölüm yaklaştığında balığınızın pulları soluk ve erimiş olur, yüzgeçleri ya yırtık gibidir, ya da erimiştir ve zor nefes alarak yan yatmış bir şekilde oradan oraya sürüklenir.İzlenecek tek yol balıkları başka bir tanka koymak. İmkânınız varsa daha iyi ve güvenebileceğiniz marka bir tank alın, yoksa tankınızı tamir edin. Amonyum Zehirlenmesi Balığınız sürekli olarak su yüzeyinde yüzüp ağzını sonuna kadar açıp nefes almaya çalışıyorsa buna rağmen boğuluyormuş izlenimi veriyorsa üstüne üstlük tankın suyu da koyu sarı ise balık amonyumdan zehirleniyor demektir.
Balık çoğunlukla yarı bilinçsiz ve halsiz olur, etrafına da neler olup bittiğinin farkında değilmiş gibi görünür. Suyun yüzeyinden sanki hava almaya çalışıyor gibi olduktan sonra dibe çöker yavaşça, ardından tekrar ani bir fırlayışla su yüzeyine çıkar.Tüm bu süreçte ağzını hep sonuna kadar açar ve solungaçları normalden çok fazla çalışır. Gözler normalden koyudur ve balığın bütün rengi olabilecek en koyu rengi alır. Bu çok ciddi sonuçları olan bir zehirlenme şekli, balıklarınızın tümü ölebilir.
Test kitiniz yoksa amonyum patlamasını en iyi şekilde sararmış sudan anlarsınız, su koyu sarı olduğunda ve bulanıklık başlamışsa balıklarınız zehirlenmeye başlıyor demektir. Amonyum en çok yiyecek atıklarından ve pisliklerden açığa çıkar. Düzenli dip temizliği yapmazsanız pislikler birikir ve gazlar sızmaya başlar. Su idrar rengi ve kokusunu alır. Test kitiniz varsa aklınızda bulunsun, amonyum seviyesi 1 ppm değerini kesinlikle aşmamalı. Tabii ısı ve pH yükseldikçe amonyum değeri daha da az çıkmalı. Bu tip zehirlenme en çok amonyumu parçalayacak aerobik bakterilerin henüz oluşmadığı veya çok az sayıda olduğu yeni kurulmuş tanklarda görülür.
Balıklarınız amonyumdan zehirlendiyse bu tamamen sizin suçunuz sayılır. Zehirlenmeye davetiye çıkartan ve özellikle yeni başlayanların en çok tekrarladığı hatalar şunlardır: Tanka gereğinden fazla yem atılması, balıklar doyunca dibe çöken yemler.Çok az miktarda ve düzensiz su değişimleri.Tankı daha ilk kurulduğunda ağzına kadar balıkla doldurmak.
Yetersiz kalan filtreleme veya havalandırma. Amonyum zehirlenmesinin tedavisi yok, sadece durumu fark ettiğinizde acil önlem alabilirsiniz. Seçebileceğiniz 3 yol var.
İlk yol hemen balıkları temiz, tamamen yeni suyun bulunduğu bir tanka almak. Alabileceğiniz başka tankınız mevcut değilse ikinci yola başvuracaksınız demektir. Balıkların bulundukları tanka vakit geçirmeden su değişimi yapın.
Değişim miktarı en az %70 olmalı. Yeni suyun ısıtılmış olması çok iyi olurdu, ama durumun acili yetini göz önüne alarak, suyunuz sıcak değilse ısıtmayı beklemeyin, soğuk su kullanın. Suyu mutlaka dipten çekin, NH bileşikleri sudan ağır olduğundan dipte birikiyorlar, yüzeyden alırsanız amonyum sifonlanmış olmayacak, sadece suya dağılmış olacak.Amaç amonyumu en az seviyeye getirene kadar inceltmek.Balıklar kendilerini boğulur gibi hissettiğinden çok güçlü bir havalandırma koyun.
Üçüncü yol amonyum, nitrit ve nitrat seviyelerini 'anında' düşürdüğünü iddia eden ilaçlar kullanmak. Sakın bunun için ilaç kullanmayınız seviyeleri kısa süre için düşürürler, ama tekrar yükselmesine de genelde engel olamazlar. O nedenle ilaçları sadece geçici olarak kullanın, yani, ilaçtan hemen sonra büyük bir su değişimi uygulayın. Bu tip bir zehirlenmede işinizi şansa bırakmayın ve en güvenilir olan ilk iki yolu tercih edin. Amonyum seviyelerini düşürdükten sonra beklemekten başka yapabileceğiniz bir şey kalmıyor. Kurtulan kurtulacaktır, ama çoğunluk büyük bir ihtimalle ölecektir.
Nitrit-Nitrat Zehirlenmesi Yeni tank kurulduğunun ilk haftalarında meydana gelebilecek bir zehirlenme türü.
Sağlıklı olarak aldığınızdan emin olduğunuz balıklarınız birden cansızlaştığında, yem yemeyi kestiğinde sorun büyük bir ihtimalle nitrit zehirlenmesidir. Tankınız oturmuşsa ve aynı belirtileri görürseniz o zaman zehirlenme nitrat zehirlenmesi şeklinde olur, çünkü zincir oluşmuştur fakat en son ürün olan nitrat temizlenmemektedir.Sebepler genellikle fazla balık, fazla yem, az su değişimi, az filtreleme veya havalandırmadır. Amonyum zehirlenmesinden farklı olarak bu iki zehirlenmetüründe balıkları kurtarma ihtimaliniz çok daha yüksek, tabii önlem alamazsanız öleceklerdir. Belirtiler genellikle halsizlik; yeme ilgisizlik: hiç yememesi veya yediğini tükürmesi; stres belirtileri: yüzgeç erimesi, pul erimesi, rengin normalden koyu olması veya normalden açık olması, gözlerin kararması; bir köşede durma veya saklanma çabalarıdır.
Tankın suyu genellikle açık veya çok açık sarı rengindedir. Bu zehirlenme şekli özellikle yüksek pH isteyen balıkların başına gelebilir, çünkü her türlü amonyum, nitrit veya nitrat yükselmesine karşı çok hassaslar. Yukarıda bahsedilen belirtileri fark ederseniz, sularınız da sarımsı renkte ise vakit kaybetmeden %40 ile %50 arası su değiştirin.
Ardından da 2 hafta boyunca 2-3 günde bir %20 su değiştirin. Suları dipten çekmeye özen gösterin. Bunun dışında bir ilaç kullanmayın.Amaç balığı mümkün olduğunca daha fazla strese sokmadan zehirlenmeyi atlatmasını sağlamak. Genellikle balığınız çok hassas bir tür değilse ilk su değişimini takip eden ilk günlerde düzelir.Ancak düzelme belirtiler görseniz bile 2 hafta boyunca yukarıda belirtildiği şekilde değişim yaparak tam sağlına kavuşmasını sağlayın.
|
|
|
|
|
|
|
Toplam 11026 ziyaretçikişi buradaydı! |
|
|
|
|
|
|
|